wong kar wai etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
wong kar wai etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Ağustos 2017 Perşembe

Atıştırmalık #27 (Bozulmuş Ananaslar, Doksanlar Hiphop ve Miss Simone)

Aaa dostlar sonbahar geliyor, nedense çok heyecanlıyım. Büyük hissediyorum :). Canım depresyon hırkalarım, sar sar bitmeyen kalın şallarım, güzel şapkalarım, daha çok yüzüklerim, küpelerim, kapalı ayakkabılarım, gözlüğüm, ne çok sıcak ne çok soğuk hava. Kahvem, kitabım, kulağımda en derin indieler, shoegazeler, dream poplar, biraz da synth poplar, arada gelip giden kapalı hava, dökülen yapraklar, toprak tonları şeyler ohh miss. Her şey bir bütün, sonbaharı ayrı mı seviyorum ne :). Bir de o haber gelse var ya, off tam olacak :).

İlk iki filmi yıllar önce son filmi de haftalar önce izledim. Yıllar önce derken abartmayı severim baya oldu yani ama yıl değil tabi ki :). Üç filmden de memnun kaldım. Güzel filmlerdi.

Fallen Angels - Wong Kar Wai (1995)




Yine bozulan ananaslar, kavuşamayan aşıklar, unutulan ve hatırlanan anlar, beni beğeneni ben ben beğenmem benim beğendiğim ise beni beğenmez durumlar, patlayan silahlar ve etkileyici çekimler. Karşınızda Wong Kar Wai, bu adamı çok seviyorum ama bu film üçlemenin, Chungking Express'in veya Happy Together'ın altında bence. Kötü mü asla, gayet güzel. Müzikler, çekimler, anlatım beni çekiyor ve seviyorum Wong Kar Wai'i (Wong Kar Wai İsmail Yk sözleriyle yaptığım film açıklamasını sorguladı, beni filmlerini izlemekten sonsuza kadar men etti :/).

Dope - Rick Famuyiwa (2015)




Bu filmde dram yazıyor diye erteledim de keşke ertelemeseymişim, ağır dram diye düşünürken açıklamasını okudum ve o kadar da değildir deyip izledim. İyi ki izlemişim güldürdü baya :). Başlarda daha güzeldi sonrası nasıl desem ilk bölüm kadar güzel değildi sanki. Yine de güzel film. Tarzı olan karakterleri filmleri severim. Bu filmde de tema olarak 90'lar Hiphop seçilmiş. Kostümler süperdi, bisikletler de. Lakin daha derin olabilirdi biraz üstünkörü olmuş, o dönemin ruhunu karakterde daha çok görmek isterdim inandırıcılık açısından. Daha iyi olabilirdi ama yine de iyi film kategorisinde anlayacağınız :).

What Happened, Miss Simone - Liz Garbus (2015)




Ben belgesel sevmem çok nadir izlerim ama Nina Simone sevgim bu aralar bir kabardı hakkında belgesel film var mı kesin vardır diye araştırıp bulup izlemem bir oldu. Bayıldım. Zaman nasıl geçti anlamadım. Zaten ödül de almış. Çok güzeldi. Simone'un ikinci eşi ile evliliği ve menajerliği üzerinde en çok durulmuş, ilk evliliğinden bahsedilmiyor, çocukluk yılları ve ailesi sadece müzik ile bağlantılı olarak özetle anlatılmış. Son yılları da yine sonuç olarak özetle karşımızdaydı. Gelişme bölümü kendi röportajları, Andre Stroud ile evliliği, çocuğu ve kariyeri odak noktamız. Konuşmacılar arasında eski eşi ve menajeri, kızı Simone ve sanat yaşamında kendisine eşlik etmiş hayatına dahil olmuş insanlar var. Çok uzun bir belgesel değil. Simone şarkıları eşliğinde hayatındaki tepe noktalarını izliyoruz. En güzeli de onu dinliyoruz. Hiç kolay bir yaşamı olmamış. Irkçılığa, psikolojik ve fiziksel şiddete, ayrımcılığa, baskıya maruz kalmış bir kadın Nina Simone. Ne kadar güçlü bir kişiliği olsa da en sonunda o da bir yerde patlamış. Yazarken bile tüylerim diken diken oluyor. Severler bu belgeseli kaçırmasın, çok detaylı değil ama çok güzel bir film.
Devamını Oku »

9 Şubat 2017 Perşembe

My Blueberry Nights - Wong Kar Wai (2007)

Wong Kar Wai'nin en güzel anlattığı belki de anlatmayı en çok bildiği iki duygu var; aşk ve acı. Birini anlatmadan diğeri eksik kalıyor sanki. Mesela acısız aşk olmuyor mu? Yok mu bir çaresi hocam diye sormak geliyor içimizden. Çaresi yok en azından filmlerinde. Acıyı dibine kadar yaşayıp aşkı doruklarda hissetmek ruhunda var. Ayrılmaz ikili, birbirleri olmadan varlık gösteremiyorlar sanki. Nasıl Days of Being Wild, In the Mood for Love ve 2046'da derin acıları ve umutsuz aşkları
Devamını Oku »

8 Şubat 2017 Çarşamba

Happy Together - Wong Kar-Wai (1997)

Yine bir Wong Kar Wai yine bir aşk filmi. Ben bu adamın sinemasına bayılıyorum <3. Çok sevdiğim iki oyuncu da başrolde olunca ortaya yine güzel bir iş çıkmış. Tony Leung zaten efsane bir oyuncu, Leslie Cheung'un da yine Kar Wai'nin Days of Being Wild'dan sonra izlediğim ikinci filmi ama orada da hayrandım burada emin oldum favorilerime rahatlıkla girebilen bir oyuncu. Çok güzel muazzam bir oyunculuk yine göz doldurdu bu filmde.
Devamını Oku »

15 Haziran 2016 Çarşamba

Wong Kar Wai'den Resmi Olmayan Üçleme (Seri Filmler #3)

Bu aralar ne izliyorsun diye sorarsanız size iki yönetmenin adını verirdim. Biri Pedro Almodovar, diğeri ise Wong Kar Wai. Bu sene izleme fırsatı bulduğum bu iki yönetmenin de resmen bağımlısı oldum, şimdi her bulduğum fırsatta filmlerini izlemeye çalışıyorum. Bugün de sizlere bu yönetmenlerden ikincisini yani, Wong Kar Wai'nin resmi olmayan üçlemesini tanıtacağım ama sadece önereceğim, inceleme olmayacak :). Yönetmen Wong Kar Wai'nin "Days of Being Wild" ile başlayıp, "In the Mood for Love" ile devam edip, "2046" ile sonlanan bu üç güzel filmini sizlere tanıtacağım. Benim izlemem 2046 ile başladı çünkü üçleme olduğunu bilmiyordum :). Zaten bu filmi izlemesem de ikinci filmi izliyor olacaktım eğer bulabilseydim. Wong Kar Wai'nin adı genelde 2. film ile anıldığı için onu izlemeye çalışıyordum çünkü ilk kez yöentmenin filmini izleyecektim, ondan umudu kesince 2046'yı izledim ama gelin görün ki o aslında serinin son halkasıymış :) (Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak). Zaten karmaşık olan film benim için daha da karmaşık oldu. Tabi başlarında ama sonlarında alıştım. Hatta çok sevdim, o filmi Chungking Express izledi ki bence kesinlikle izleyin. Ardından ben şu seriyi artık izleyeyim dememle, ilk film ardından ikincisi hızımı alamayıp 2046'yı tekrar izledim :). Ve bir kez daha hayranlık. İlk izlediğimden mi bilinmez ama üçlemede 2046'nın yeri ayrı bende ama bu tabi ki demek değil diğerleri kötü. Aksine belki de benim son filmi bu kadar sevmem ilk iki filmde kurulan bu dünyanın sağlamlılığıdır, bilinmez (çünkü ben iki filmi izlemeden zaten sevmiştim 2046'yı, kendi kendimi çürütürüm, üstüme tanımam :)). Bu sadece bir yorum tabi :). Size sevmeniz için çok sebep verecek bu filmlere gelin kısaca bakalım. Bakmadan önce şunu söylemeliyim ki üç filmin de müzikleri içinize işler, etkisinden kolayca çıkamazsınız. Son filmdeki güzeller güzeli Ziyi Zhang başta olmak üzere, karizmalar karizması Tony Leung Chiu Wai'nin oyunculukları beni benden aldı. İlk filmdeki Leslie Cheung yine aynı şekilde. Ne deseler ne yapsalar içime işledi ama yine de diğer oyuncuların hakkını yemek istemiyorum. Gerçekten her şeyiyle başarılı filmler. Laf yine uzadı, hadi bakalım artık yakından :).




1. Days of Being Wild - Vahşi Günler (1990)




"Duydum ki bacakları olmayan bir kuş varmış. Sadece uçabilen, uçabilen ve yorulduğunda rüzgarda uyuyan. Kuş ömründe sadece bir kez yere inebilirmiş... öldüğünde"

"Doğumundan ölümüne kadar sadece uçabilen bir kuş olduğunu düşünürdüm. Gerçek şu ki kuş hiçbir yere gitmedi. Kuş en baştan beri ölüydü."

"Bu bir gerçek, inkar edemezsin çünkü geçmişte kaldı."




"Her zaman bir dakikanın uçup gittiğini düşünürdüm. Ama bazen o gerçekten kolay kolay geçmiyor. Bir keresinde, biri saatini gösterdi ve bana sırf bu dakika yüzünden, beni hatırlayacağını söyledi. Bunu dinlemek o kadar cazibeliydi ki... Ama şimdi saatime bakıyorum ve kendime bu andan itibaren bu adamı unutmak zorunda olduğumu söylüyorum." 






Serinin ilk filmi. Kalp kırıklıklarıyla dolu bir aşk hikayesi. Kimseye bağlanamayan bir genç, ona aşık iki kadın. Oğlan gerçek annesini ararken, kadınlar onun gerçek sevgisini arar. Çok güzel çekimler, diyaloglar, hikayeler. İlk gençlik dönemi, ilk aşklar. Ama içlerinden birinin hikayesi bitmez, o başka filmin konusudur.



2. In the Mood for Love - Aşk Zamanı (2001)




"Biz onlar gibi olmayacağız."

"Eğer fazladan bir biletim olsaydı, benimle gelir miydin?"




Bir erkek bir kadın. İkisi de evli ve bir ortak noktaları var. Eşlerinin yasak aşkı var. Onların aşkı bu çiftin arasında başka bir aşka yol açar. Ama bu aşk mutlu sonla biter mi hayır. Wong Kar Wai'nin bu üçlemesinde mutlu son aramayın; ama melankoli, kalp kırıklıkları, aşk acısı ve unutamama bunlardan bolca bulursunuz. Yine yavaş çekimler, eller, süzülen sigara dumanları, vantilatör genel olarak filmlerinde görülen belli başlı semboller. Yönetmeni izlemek bir zevk. Kıyafetlerden, dekorlara ince düşünülmüş, güzel ayrıntılar.





3. 2046 (2004)



" 2046'ya herkes aynı amaçla gider, kayıp anılarını tekrardan yakalamak için çünkü 2046'da hiçbir şey değişmez. Yine de, hiç kimse bunun doğru olup olmadığını bilmiyor çünkü hiç kimse geri dönmedi."




"Aşk zaman işidir."




"Bir keresinde birine aşık oldum. Acaba o da beni sevdi mi diye merak etmeden duramıyorum."

"Eğer doğru insanı bulduysan neden diğerleriyle zaman harcayasın ki?"

"Neden önceki gibi olamıyor? Lütfen gitme. Bu gece benimle kal. Seni ödünç almama izin ver."




Her kalp kırıklığı başkasının kalbine mal oluyor. Mutluluk, karşılıklı aşk çok uzakta. Bu sefer Su Li Zhen in acısını unutamamış Chow' un ondan sonraki hayatını izleriz. Geçmiş hep orada; ne yakasını bırakıyor ne de mutlu ediyor. Geçmiş belirsiz. Bu sefer güzeller güzeli Bai Ling var. Hüzün, kalp kırıklığı, karşılıksız aşk, vazgeçememe, unutamama, nefret ve acı acı acı. Chow'un kalbi kırıktır ve o da kalp kırar. Dedik ya mutlu aşk yok bu filmlerde varsa da adı var, görünen yok.


Not: Eğer bu yayındaki gifleri ve fotoğrafları sevdiyseniz daha fazlası için tumblr hesabımı takip edebilirsiniz :).

http://mubblr.tumblr.com/

Devamını Oku »